FATİH ARSLAN – Konya’nın Karapınar ilçesinde doğal güzellikleri barındıran Karacadağ, son dönemde yamaç paraşütçülerin ilgisini çekiyor.
İlçe merkezini çevreleyen ve Acıgöl’den başlayan 2 bin metre yüksekliğindeki Karacadağ, doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyor.
Dağın yüksek kesimlerinde yeşil çayırlarla çevrili geniş düzlüklerdeki göletler, bahar yağışlarından besleniyor. Bölgedeki eğim ve yükselti ise kara yoluyla ulaşımı zorlaştırıyor.
Son yıllarda doğaseverlerin ilgi duyduğu Karacadağ göletleri, yamaç paraşütü sporcularının da ilgisini çekiyor.
Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından Meke Gölü ve Acıgöl’ün öne çıktığı Karapınar ilçesindeki Karacadağ’ın doğa turizmini hareketlendirmesi bekleniyor.
“Gölet, nadir görülen kuşların barındığı bir yer”
Karapınar Kaymakamı Oğuz Cem Murat, AA muhabirine, Karacadağ’ın son yıllarda doğa turizmine ev sahipliği yaptığını söyledi.
Karacadağ’ın geçmişte çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığına değinen Murat, şunları kaydetti:
“Burası çok sayıda kale kalıntısına da ev sahipliği yapıyor. Vadileri, göletleri, platoları ve vadileriyle inanılmaz güzellikler sunuyor. Bu dağda farklı türde endemik bitkimiz var. Çok güzel Ovacık Göleti’miz var. Gölet, nadir görülen kuşların barındığı bir yer. Buyurun gelin, Karacadağ’ımızın güzelliklerini keşfedin diyoruz. Volkanik dağın nasıl oluştuğunu, göletlerin ne kadar güzel olabileceğini ve ender kuş türlerini gözlemleyin.”
Murat, bölgede paraşüt uçuş merkezinin olduğunu belirterek, “Buradan Karacadağ’a uçuşlar düzenleniyor. Buradan da bu güzellikler gözlemlenebiliyor. Karacadağ’ı ve Karapınar’ı keşfetmeleri çağrısında bulunuyorum. Karacadağ’ın tüm güzellikleri sizleri çağırıyor.” dedi.
Karapınar Uçuş ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Mustafa Ulutaş, 2 yıl önce kurdukları kulübün eğitim ve uçuşlarını, Karacadağ’ın eteğindeki Göktepe pistinde gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Aksaray’da düzenlenen Yamaç Paraşütü Dünya Kupası yarışmalarında buradan Karaman’a uçtuklarında güzellikleri net şekilde gördüklerini anlatan Ulutaş, şöyle konuştu:
“Çölde vaha gibi yemyeşil çayırlar içinde kalp ve nazar boncuğu gibi gölleri vardı. Buraya inmeye çalıştık, daha sonra bir süre yürümek zorunda kaldık. Yolu yoktu. Bu keşiften sonra bölgeye sürekli paraşütle iniyoruz. Yukarısında bir göl daha var. Onun yanında da tarihi kalıntılarıyla antik şehir ve hipodrom var. Görselliği çok güzel yerler. Yol olmadığı için buradan yükselerek iniş yapıyoruz. Yerli ve yabancı pilotlar için oldukça merak uyandıran bir yer. Herkes görmek istiyor. Pembe ve sarı çiçekler açtı. Bu ayda doğa adeta renk değiştiriyor.”
