İHKİB tarafından İstanbul‘da düzenlenen törende, Türk moda endüstrisinin 2023’te yaptığı 19,3 milyar dolarlık ihracata en yüksek katkıyı yapan Birlik üyelerine ödülleri verildi.
Törende konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, Türkiye’nin, hazır giyimde dünyanın önde gelen üreticilerinden olduğunu belirterek, global markalara ürün tedarikinin yanı sıra ülkenin kendi hazır giyim markalarıyla da küresel piyasalarda yer edindiğini söyledi.
Tekstil ve hazır giyimin 40 yıl önce başlayan ihracata dayalı büyüme yolunda öncü sektörlerden olduğuna dikkati çeken Ağar, “Bu sektörlerimiz gerek istihdamları gerekse katma değerli üretimleriyle ülkemizin ihracat kültürünün oluşmasına ve Türk malı algısının uluslararası alanda geliştirilmesine katkı sağlamayı sürdürüyorlar.” dedi.
Ağar, sektörlerin ihracat kapasitesinin daha da geliştirilmesi için sahada aktif biçimde yer aldıklarını kaydederek, “Ayrıca, rekabetçiliğin artırılması, AR-GE ve inovasyon bilinci ile markalaşma ve tasarım kültürünün oluşturulması ve e-ihracatın geliştirilmesine yönelik destek paketlerimizle hazır giyim ihracatçılarımızı etkin bir şekilde destekliyoruz. Tekstil ve hazır giyim özelinde sürdürülebilir ve döngüsel ekonomiye uyum sürecini yakından takip ediyor ve aktif sorumluluk alıyoruz.” diye konuştu.
İhracatçılara verdikleri destekleri anlatan Ağar, desteklerinin devam edeceğini sözlerine ekledi.
“IFCO ve TEXHIBITION ‘prestijli fuarlar’ kapsamına alınmalı”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe de Türkiye’nin hazır giyimde küresel oyuncu olduğunu dile getirerek, dünyanın 6’ncı, Avrupa Birliği’nin (AB) üçüncü büyük tedarikçisi olduklarını söyledi.
Türkiye’nin üretimde olduğu kadar markalı ihracatta da önemli bir konumda olduğunu vurgulayan Gültepe, moda markalarının 100’ü aşkın ülkede 3 binden fazla mağazası ve binlerce satış noktası bulunduğunu bildirdi.
Gültepe, moda endüstrisinin büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğine dikkati çekerek, İHKİB olarak bu dönemi fırsata çevirmek için yoğun bir gayret sarf ettiklerini anlattı.
İstanbul’u küresel moda merkezi yapma hedefine adım adım ilerlediklerinin altını çizen Gültepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul Hazır Giyim ve Moda Fuarı (IFCO) ile Kumaş, İplik ve Tekstil Aksesuarları Fuarı (TEXHIBITION) bu hedefin en önemli kilometre taşları konumundalar. Hem IFCO hem de TEXHIBITION’ı çok kısa sürede Avrupa’nın en büyük fuarları haline getirdik. Şubat ayında 5’incisini düzenlediğimiz IFCO’da ziyaretçi rekoru kırdık. Fuarımızda 159 ülkeden 38 bin 500’ü aşkın ziyaretçiyi ağırladık. Mart ayındaki TEXHIBITION Fuarı’nı 110 ülkeden 30 bin profesyonel ziyaret etti. Kelimenin tam anlamıyla iki büyük başarı öyküsüne imza attık. Hem IFCO’nun hem de TEXHIBITION’ın ‘prestijli fuarlar’ kapsamına alınması zamanının çoktan geldiğini düşünüyorum.”
“Avrupa’da talebin açılmasıyla ikinci yarının daha iyi geçeceğine inanıyorum”
Mustafa Gültepe, neredeyse tüm sektörlerin zorlandığı bir dönemden geçtiklerini belirterek, özellikle hazır giyim ve tekstil gibi emek yoğun sektörlerde ciddi sorunlar bulunduğuna işaret etti.
Yaşanan sıkıntıların başlıca iki nedeni bulunduğunu, bunlardan birincisinin küresel pazarlardaki daralma olduğunu dile getiren Gültepe, “Bizim asıl sorunumuz yüksek maliyet artışları. Özellikle emek yoğun sektörlerde rekabet gücümüzü büyük ölçüde kaybettik. Çünkü içeride maliyetler artıyor ama kur aynı şekilde hareket etmiyor. Maliyet artışları ve kur paralel hareket etmeli.” açıklamasında bulundu.
Gültepe, 2023’te ihracatta daralma yaşandığını, bu yıl da pazar kayıpları yaşadıklarını kaydederek, buna rağmen ithalatın artmaya devam ettiğini, ihracatın daralıp ithalatın artmasının “üretim ve istihdam kaybı” anlamına geldiğini aktardı.
Mustafa Gültepe, ihracatçı için finansmana erişimde sorunlar olduğunu, küresel rekabet yarışından tamamen kopmamak için acil desteğe ihtiyaçları bulunduğunu söyledi.
Kendilerinin de verimliliğe ve katma değerli üretime odaklanmaları gerektiğini vurgulayan Gültepe, “Daha önce de çeşitli badireler yaşadık ve hepsinden güçlenerek çıkmayı başardık. Bu dönemi de bir şekilde atlatacağımızdan hiç şüphem yok. Nitekim Süveyş krizinin etkisiyle nisandan itibaren siparişlerde bir hareketlenme var. Avrupa’da talebin açılmasıyla ikinci yarının daha iyi geçeceğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.